Yorumlar
E-Mail

HERBERT CHAPMAN: The greatest football manager!

9/03/2009 06:36:00 ÖS Gönderen Esclusivo Sportivo
(Herbert Chapman, 1878 – 1934)


Bir zamanlar Tracy Chapman isimli bir şarkıcı vardı. 1988 yılında "Fast Car" parçayla dünyayı kendine hayran bırakmıştı. Ardından Talkin' 'bout a Revolution"la ikinci bombayı patlatmış ve ertesi yıl Grammy ödüllerini süpürmüştü. Benim tanıdığı tek Chapman oydu. Ama ondan önce tanımamız gereken başka bir Chapman var ki, futbolu seven ve bilen herkes ona duacı. Hepimiz hocalara taktik veririz, kimimiz 4-4-2 oynatsın, bazılarımız 3-5-2 bizim takımın oynaması gereken sistem, onu sağda oynatsa daha iyi olur, bu futbolcu orda oynar mı, kontra atak futbolu oynatsın, gibilerden. Futbolun çok yönlü olması ve futbol severlerin bu sporu uzun uzun tartışmasının tek sorumlusu Herbert Chapman. Henüz dünyada taktik ve sistem yokken, o modern futbolu yaratan isim oldu.

(Chapman, oturan soldan 2.)

Herbert Chapman ilk modern futbolun Teknik Direktörü'ydü. Futbolcu olarak kariyerinde Leeds City'de pek başarılı olamamıştı. Ama hocalık döneminde sazı eline aldı ve adını tarihe kalın harflerle yazdı.

1907 yılında Chapman tesadüf eseri Northampton kulübünden hocalık teklifi aldı. Teklifi kabul etti ve lige çok kötü başlamamıştı ama geceleri evde sürekli kafa yormaya başladı. Ve günün birinde ilk taktiğini buldu: Kontra atak.

O yıllarda takımlar allah ne verdiyse hücum ettiği için, Chapman takımına geri çekilmelerini, böylece rakibin daha fazla üzerlerine gelmesini söyledi. Böylece rakip oyuncuların tamamını tek yarı sahaya çekmeyi başarmıştı. Ani çıkışlar yaparak hücum eden Northampton'lı futbolcular daha kolay gol bulmaya başladı. Northampton tüm lig boyu bu taktiği uygulayarak 90 golle Southern Football League şampiyonu oldu.

1. Dünya savaşı ve bir skandal, Neredeyse Chapman'ın sonu oluyordu. Futbolculara yapılan bazı ödemelerde usülsüzlük tespit edildiği için Federasyon başkanı hapise girdi, aralarında Chapman'ın bulunduğu bir çok Teknik Direktör ceza aldı. Chapman sadece 2 yıl men edildi. 2 yılın ardından Huddersfield Town'ın yardımcı antrenörlük mevkine getirildi.

(1925'e kadar uygulanan ofsayt kuralı)

Çok katı ofsayt kuralı nedeniyle lig boyu çok az gol atılıyordu. Bu da futbolun krise sürüklenmesine ilginin azalmasına neden oluyordu. O zamanlarda uygulanan ofsayt sistemi, yukarıda görüldüğü gibi, rakip defansın üç futbolcusu kendi kalelerine yakın durabiliyordu. Dolayısıyla atak yapan takım gol atmakta çok zorlanıyordu. FA bu kuralı değiştirmek için öneride bulundu. Sahanın bir eninden diğerine 40 metre çizgisi ile osaytın sınırları belirlenmesini önerildi. Fakat çoğunluk sağlanamadığı için kabul edilmedi. Ama 1925 yılında oysaytı bozan 3 defans sayısını 2'ye indirme önerisi kabul edildi. Bu kuralın devreye girmesiyle gollü maçlar artı ve ilgi çoğaldı. 1927'de FC Everton'lu Dixie Dean 60 gole gol kralı oldu.


Yeni kural demek, yeni strateji demekti. Eski 2-3-5 sistemindeki iki defans oyuncusu savuma için yetersiz kalıyordu. Chapman bu sistemi 3-2-2-3 ile WM sistemini yarattı. WM, futbolcuların
sahada diziliş şekliydi.


(Chapman, en solda)

3 yıl Huddersfield'i çalıştırdıktan sonra Chapman, 1925 yılında Londra'nın yolunu tuttu. Başına getirildiği küme düşmekte olan Arsenal isimli sıradan bir takımdı. Arsenal, tarihinde hiç bir başarı elde edememişti. Chapman için riskli bir adımdı. Sonuçta hem takım küme düşmek üzere, hem kulüp büaşkanı Henry Norris katı kurallarıyla ünlüydü. Örneğin takımda 1.70 cm boyundan kısa futbolcu istemiyordu ve bonservis bedellerinin 3000 Paund olduğu bir dönemde hocaların, hiç bir futbolcuya 1000 paund'tan fazla vermemesini emreederdi.

Chapman, Norris'e posta koyarak, bu kuralların kendi sisteminde geçerli olmayacağını ve bir kupa için 5 yıl gibi bir zamana ihtiyaclarının olduğunu söyledi. WM sistemine geçişi ve istediği şekilde uygulanması çok zaman aldı. Ligin başlarında takım zorlansa da, yavaş yavaş istediği sistem oturmaya, Arsenal de çıkışa geçti. Lig sonunda Arsenal, Chapman'ın eski takımı Huddersfield'in arkasında ikinci oldu. Ö güne dek İngiliz futbol tarihinde 1925/1926 sezonuna kadar hiç bir Londra takımı ikinci olamamıştı.

Tabi ki Chapman'ın yeni sistemindeki futbolcular bir hayli zorlanmıştı. Sonuçta 3'lü defans yaparak 5 forvete karşı savunma yapıyordu. Böylelikle Chapman adam adama oynamayı futbolcularına öğretti. "Hücum etmek için topa ihtiyacınız var. O halde geri gelip topu almayı çalışın" diyerek diğer orta saha ve forvet oyuncularına defansa gelerek top çalıp, kontra atakla hücum etmelerini tembihledi.

(Beyaz kollu ilk forma)

Chapman sadece taktik geliştirmekle kalmadı, sürekli yenilikler peşindeydi. Mesela Stad'a en yakın metro istasyon Gillespie Road'un ismini Arsenal koymasını sağladı. Böylelikle taraftar çekmek için masrafsız takımın reklamı yapılıyordu. Arsenal formalarında kolların beyaz olması da Chapman'ın fikri. Beyaz olması halinde, pas atmak isteyen futbolcu gözünün ucuyla takım arkadaşını görebilecekti. İzleyicilerin maçı daha iyi takip edebilmesi için topların beyaz olmasını öneren kişi Chapman'dı. Ayrıca izleyicilerin futbolcuları daha iyi tanıması için formada sırt numarasını önerdi. Son olarak ise, yıllar öncesinde İngiliz Samuel Weller Widdowson'un fikri olan ışıklandırılmış stad önerisinde bulundu. Fakat Federasyon kabul etmedi. Günümüzde halen Teknik Direktörlerin soyunma odasında kullandığı mıknatıslı taktik tahtası da Chapman'ın eseridir.


Aradan geçen yıllar sonrasında ilk geldiği gün verdiği sözü tuttu ve Arsenal tam 5 yıl aradan sonra FA Kupası finalinde, eski takımı Huddersfield'i 2-0 yenerek kulüp tarihinin ilk kupasını kazandırdı.


(Teknik Direktör Chapman ve Arsenal)

Ardından 1930/31, 1931/32, 1932/33, 1933/34 sezonlarında Arsenal, WM sistemiyle adaya damgasını vurdu. Sıradan bir futbolcu olan, hocalık kariyerinde bir çok yeniliğe imza atan Chapman, 1934 yılında akciğer enfeksiyonu geçirdi ve çok kısa bir süre içinde hayata gözlerini yumdu. Ölümünden sonraki sezon Arsenal 1934/35'te tekrar şampiyon oldu.


(Bern Mucizesi)

Ölümünden 20 yıl sonra Alman Milli Takımı Chapman'ın WM sistemiyle 1954'te Dünya Kupası finalinde bir mucize gerçekleştirdi. Rakip, o zamanlar şampiyonluğun en büyük adayı olarak gösterilen Macaristan'dı. Fakat WM sistemiyle oynayan Almanya, 2-0'dan maçı çevirip 3-2 kazandı. Bu maç "Bern Mucizesi" (Das Wunder von Bern) olarak tanınır ve Alman Futbol tarihin en önemli maçıdır.

0 Response to "HERBERT CHAPMAN: The greatest football manager!"